Karşı Cinsi Anlamak

“Tanrı kadınlara geçmişi ve geleceği, erkeklere ise yaşadığı günü armağan etti. Kadınlar geniş bir zamana yayıldıkları için huzursuz, erkekler daracık bir zamana sıkıştıkları için anlayışsız olurlar.” Ahmet Altan

John Gray’in 1992 yılında yayınlandığında büyük kitleler tarafından beğeni ile karşılanan, 130 hafta en çok satanlar listesinde 1 numarada kalmış olan başyapıtı, “Erkekler Mars’tan Kadınlar Venüs’ten”  kitabında detaylı şekilde değinilen karşı cinsi iletişime heveslendirebilmek ve bir tartışma anında orta yolu bulma çabası yüzyıllardır süre gelmiş çok bilinmeyenli denklem konumundadır. Kitap bu derin konuya kapsamlı bir kaynak niteliğinde. İki cins arasındaki çeşitli iletişim zorluklarına detaylı değiniyor ve birbirini anlamakta zorlanan bu iki cinse yol göstermeye çalışılıyor. Bu yazımda, bu özel kitabın çok sınırlı bir kısmından bahsedeceğim.

Esasen konu yeni bir konu değil, hepimizin bildiği hepimizin konuştuğu bir konu. İnsanlar neredeyse yaratılışın başından beri benzer sıkıntıyı hissederek yaşamışlar; karşı cinsi anlayamamak. Erkeklerin bu konuda biraz daha muzdarip olduğunu söylesem herhalde bana katılırsınız. 7’den 77’ye erkek sohbetlerinde karşı cinsi anlayabilmek ile ilgili hep benzer cümlelere rastlanır; “Kadınları anlayamıyorum.”, “Kendimi karıma anlatamıyorum.” ve bunun benzeri cümleler. Kadınların iletişimdeki becerileri onları eşlerini anlamakta biraz daha yetkin kılsa da her iki cinsin birbirini anlama sıkıntısı çektiği yadsınamaz bir gerçek. Farklı doğaya sahip bu iki cinsiyet, ilişkilerini kendi normlarına göre yaşarlar ve farklılıklarının çoğu zaman farkında olmazlar. Dahası birlikte oldukları insanın onları anlamasını beklerler. Bu da birbirlerini anlamakta zorlanmalarının başlıca nedeni olur, çünkü her ikisi de anlaşılmak istemektedir. Farkları bilmek ve bu farkların bilincinde olarak davranmak kadın erkek ilişkisini bambaşka bir boyuta taşıyabilir.

John Gray’e göre kadınlar ile erkekler arasındaki bazı temel farklar;

1-İlişki beklentileri farklıdır.

Erkekler kendilerine ihtiyaç duyulmasına ihtiyaç duyarlar. Kadınlar ise, desteklendiklerini, sevildiklerini hissettikleri ilişkilerde kendilerini tamamlanmış görebilirler.Birçok erkek, kendisine ilgi duyan birisi tarafından desteklenmenin kadınlar için ne kadar önemli olduğunu bilmez, bilse de anlamlandıramaz. Bu nedenledir ki, kadınlar ve erkekler arasında şuna benzer diyaloglar sıklıkla yaşanır;

“K: Canım beni seviyor musun?”

“E: Sevdiğimi biliyorsun. Sevmesem seninle neden 15 yılımı geçireyim.”

Esasen bu tarz sorular sorarken kadınlar onlara ilgi gösterilmesini, ve bir erkek için aşikar olarak algılanılabilecek duygu ve düşünceleri yüksek sesle duymak istediklerini ifade ediyorlardır. Bir kadın için yalnız olmadığını bilmek ve bunu işitmek çok önemlidir.

2- Değerleri farklıdır.

Kadınlar için paylaşım önemli bir değerken, erkeklerde ise bireysel başarı ön plandadır. Bir erkek yakınlığın ve paylaşımın kadın için taşıdığı anlamı anlamakta zorlanır. Çünkü erkek yapısı gereği daha bireyseldir. Kadın da erkeğin bu bireyselliğini anlamakta zorlanır. Bir sorunu olduğunda onunla paylaşmamasına içerleyip, üzülebilir. Doğru olan ise böyle dönemlerde erkeğin kendi haline bırakılması gerekliliğidir. Böylece gücünü geri kazanır ve kendi benliğini tamamlar.

3- Stresle başa çıkma yolları farklıdır.

Erkekler genelde yalnız kalmayı ve kendi başlarına sorunu çözmeyi denemeyi tercih ederken, kadınlar sorunlarını paylaşarak destek ararlar. İşte bu nedenledir ki, erkekler yardım istemedikleri durumlarda kadınların onlara yardım etmek maksadıyla akıl verip, yönlendirme çabalarını hoş karşılamayabilirler. Kadınların anlatma ve sorunlarını paylaşma ihtiyacını da çözüm arayışı olarak algılar ve onlara çözümler sunarlar. Bu çözümlerle ilgilenilmediği takdirde de sorunlara ilgilerini kaybederler. Oysa, kadın sadece konuyu veya duygularını paylaşmak istemektedir.

4- Aynı alfabeyi kullanmalarına rağmen, adeta farklı dilde konuşurlar.

Bundan dolayıdır ki, sık sık birbirlerini yanlış anlarlar. Erkekler genellikle mantıksal konuşur; hedefe yönelik, kısa, net cümleler kurarlar. Oysa kadınlar çoğu zaman olaylara duygusal yaklaşırlar ve karşılarındaki insandan onlara çözüm üretmelerini değil, destek vermelerini beklerler. Bu nedenle kadınlarla iletişimde beklentilerini karşılayabilecek sevgi dolu ve destekleyici sözler paylaşmak aradaki ilişkiyi pekiştirecektir.

 5- Kişisel mahremiyetleri konusunda farklı yaklaşımları vardır.

Erkek çok yakınlaşsa da zaman zaman uzaklaşma ihtiyacı hissedecektir. Özellikle kafasında çözmesi gerektiğini düşündüğü sorunlar olduğunda içine kapanabilir. Kadın davranışının genel olarak tam tersi olması nedeniyle, kadın erkeği sorununu paylaşması için teşvik etmeye çalışır, hatta onu zorlayabilir. Bunun yerine biraz zaman vermek iyi bir seçenek olabilir.

 6- Erkekler güven, beğeni ve benimseme duygularının ön planda olduğu bir sevgi ararken, kadınlar şefkat, anlayış ve saygı ararlar.

Her iki cins de kendi gereksinimlerine göre sevgi paylaşımı yaparlar ve bu da eşlerin beklentilerinin karşılanmasına mani olabilir. Eşin beklentilerini karşılayabilecek şekilde ilişkiyi zenginleştirmek mutlu bir birlikteliğin yapı taşlarındandır.

Yüzlerce yıldır süregelen cinsiyet çatışmalarını, anlaşmazlıkları bir çırpıda sonlandırabilmek olası görünmese de, daha mutlu bir ev hayatı, daha mutlu bir yaşam için, izleyebileceğimiz en iyi yol karşı cinsi anlamaya çalışmak, kendi beklentilerimize ve algımıza göre davranmak yerine onun beklentilerini hesaba katarak, onun dilinden konuşmayı denemektir. Bu konudaki bilgi ve becerilerinizi geliştirebilmeniz için John Gray’in bu güzel kitabını okumanızı öneririm.

K.

  • Paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir