Seçtiğiniz Kelimeler İletişim Kalitenizi Belirler

"İletişim sanatı liderlik dilidir." James Humes

Sam Horn’ un Tongue Fu isimli kitabı iletişim konusunda beni en çok etkileyen kitapların başında gelir. İçerisinde birçok pratik, uygulanabilir öneri bulunan kitabı, tüm insanlığın okuması gerektiğine inanıyorum. Eğer bu ütopyam gerçekleşebilse ve bu kitabı dünyamız üzerindeki herkes okumuş olsa, insanlar arasındaki anlaşmazlıklar çok azalabilirdi.

“Herkesin en değer verdiği kişi kendisidir.” diye anonim bir söz vardır. Peki ya karşımızdaki kişiye vermemiz gereken değer? İyi bir iletişimci olmanın sırrı burada yatar. Karşımızdaki insana değer verip, bunu gösterebilmek için doğru kelimeler kullanırsak, başarılı ilişkiler kurmamız çok kolay olur. Örneğin, çocuğunuz daha önce kural olarak onunla paylaştığınız halde ayakkabılarını çıkarmadan, üstelik yağışlı bir gün olduğu için çamurlanmış ayakkabılarıyla salonunuzda koşturuyor. Her tarafa çamur sıçramış. Haliyle kızıyorsunuz. Bu durumda çocuğunuza ne söylerdiniz? En çok yapılan yanlışlardan biri duruma abartılı tepkiler vermektir. Özellikle kızgın olduğumuz anlarda mevcut durumu abartma eğiliminde oluruz. “Sana bin kere söyledim.” “Yaptığını beğendin mi, şimdi tüm gün temizlik yapmak zorunda kalacağım.” gibi. Peki, bu çocuğunuzun kendisini suçlu hissetmesi ve mutsuz olması haricinde bir işe yarar mı? Maalesef hayır. Üstelik çoğu zaman aynı şeyi tekrarlamasını da önlemez. Erişkinlerde durum daha da vahim olabilir: Eşinize veya sevgilinize, “Milyon kere şu tuvalet kapağını kaldırmanı söylemedim mi?” derseniz genelde dirençle karşılaşır ve çeşitli bahaneler işitirsiniz.

En zararlı durumlardan biri; iletişimde bulunduğumuz insana küfürlü üslupla konuşmak ya da onu aşağılayıcı ifadeler kullanmaktır. “Sen salak mısın?” ya da daha kötüsü “Çok salaksın aklında üç basit şeyi tutamıyor musun? “Sen küçükken de böyleydin. Bu kadar yapabiliyorsun demek ki. Kafan bu kadar alıyor.” vb. ifadeler kullanırsanız, çatışma çıkmasına ve basit bir konu yüzünden gününüzün gergin geçmesine hatta çocuğunuzla, eşinizle ya da arkadaşınızla ilişkinizin ciddi düzeyde zedelenmesine neden olabilirsiniz. Peki, neden nedir? Hatalı kelime seçimi yapmış olmak.

Bir diğer iletişim hatası, suçlayıcı dil kullanmaktır. “Senin yüzünden okula geç kaldım.” ya da “Dersi veremememin nedeni senin sürekli beni meşgul etmen.” gibi suçlayıcı bir ifade kullanırsanız karşınızdaki insan savunmaya geçecektir. İletişimin amacı, tartışmak ve çıkmaza girmek olamaz. Tam tersine, olabildiğince açık paylaşımları mümkün kılmaya çalışır. Bu nedenle suçlayıcı ifadelerden kaçınmak akıllıca olur.

Bunun tersi olur ve iletişimde olduğumuz kişi bize suçlayıcı şekilde konuşursa bu durumdan nasıl kurtulabiliriz? Duymazdan gelmek bir yöntem olabilir. Eğer susmamız mümkün değilse bize yöneltilen ithamı soru halinde geri yansıtarak karşımızdaki insanın kurduğu cümleyi tekrar düşünmesi sağlanabilir. Örneğin, ev arkadaşımız “Yine evi dağıtmışsın. Senin dağınıklığını toplamaktan bıktım.” şeklinde kışkırtıcı bir cümle kurduysa ne yapabiliriz? Öncelikle şunu bilmek gerekir; savunma cümleleri kurmak bahane olarak algılanır! Bundan ötürü de, karşımızdaki insanda saldırma dürtüsü oluşturur. Bunun yerine; çoğu zaman genelleme cümlelerinin gerçek düşünceyi yansıtmadığı akla getirilerek, alttaki gerçek nedeni ortaya çıkarmaya çalışmak gerekir. Buna benzer bir durumda “Evi benim hiç temizlemediğimi mi düşünüyorsun?” “Geçen hafta yaptığım temizliği farketmemiş miydin?” gibi bir soru cümlesiyle karşımızdaki insanın kurduğu cümleyi tekrar değerlendirmesi sağlanabilir ya da daha açık şekilde “Ev konusunda benim de hassas olduğumu düşündüğüne eminim. Seni rahatsız eden gerçek neden nedir?” diye sorulabilir.

Günlük hayatta işe yarayacak bazı öneriler;

1- İnsanlara aşağılanmış hissine kapılacakları cümleler kurmayın.

2- Olumsuz cümlelerden mümkün olduğunca kaçının, ortamın havasını olumsuz etkiler.

3- Suçlayıcı cümleler ortamı bir anda gerer. Karşınızdaki insan kendisini savunma ihtiyacı hisseder, orta yol bulma şansınız azalır.

4- Suçlamayla karşı karşıya kaldığımızda soruyla cevap vermek ve durumun etrafından dolaşmak iyi bir stratejidir. Neden açıklamaya çalışmak, karşımızdaki insanın konu ile ilgili yeni savlar düşünmesine aracı olur. Tartışmayı uzatır.

İşin özü; kullandığımız kelimeler, üslup, ses tonumuz, ses seviyeniz ve tabi yüz ifadeniz iletişim başarımızda etkilidir. Kelimelerin etkisini faydanıza kullandığınız bir hayatınız olsun.

K.

  • Paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir