“İyi başlangıç, iyi son demektir.” Çin atasözü
Bugün “bir işe başlamak bitirmenin yarısıdır” atasözümüz aklıma geldi. Motive edici bir sözdür ve zor görünen işler başladıktan sonra kolayca biter manasına gelir. Girişte paylaştığım Çin atasözü de iyi başlarsan sonunda başarılı olursun diyor. Yani, bir işe başlarsak, hele bir de bu başlangıcı en iyi şekliyle gerçekleştirmişsek sonunda mutlu sona ulaşırız gibi bir anlam çıkıyor ataların sözlerinden. Acaba hayattaki durum gerçekten böyle mi?
Öncelikle bir iş sürecindeki temel basamakları sıralayalım: İhtiyacın farkına varmak, karar almak (hedef belirleme, planlamayı da içerir), işe başlamak, sürdürmek ve bitirmek olarak basitçe 5 kısma ayrılabilir. Hangi kararı almaya ihtiyacımız olduğunun farkına varma süreci, zaten farkında olduğumuz konularda gerçekleşmez. Mesela sağlıklı beslenmemiz gerektiğini ya da daha az televizyon izlememizin, spor yapmamızın, check-up’a gitmemizin sağlığımıza faydalı olacağını biliriz ve bu tip konularda süreç 4 basamağa iner.
Başlama kısmının çok önemli olduğuna katılıyorum. Bir işe başlamak zordur, erteledikçe erteleriz bazı işleri ve bir türlü yapılamaz o işler. Ama, tüm sürece baktığımızda, en önemli kısmın karar almak, hedefleme ve planlama yapmak; en zor kısmın ise işi devam ettirebilmek olduğunu düşünüyorum. Bir kararı doğru almak, konu ile ilgili hedefler belirlemek ve bu hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için de basit veya karmaşık ama mutlaka bir strateji planı yapmak gerekir. Hangi işe başlayacağımıza doğru karar vermiş olup olmamamız, hedeflerimizi doğru belirleyip belirlemeyişimiz, düzgün bir planımızın olup olmaması, bu işi olması gerektiği şekilde bitirmemizde en önemli basamaktır. Sürdürme kısmı ise en zorlu kısım; elimizde çok doğru bir neden, iyi bir hedefleme ve strateji bulunsa dahi, sürdürme basamağında çok çalışmamız ve karşımıza çıkan zorluklara direnmemiz gerekir.
Sanıyorum ki sizler de bana katılırsınız. Bu atasözlerini temel anlamlarıyla doğrulayabilecek herhalde fazla örneğiniz yoktur. Çoğu zaman bir işe başlamak sadece başlamaktan ibarettir. Onu bitirebileceğinizin garantisi yoktur. Zaten tam da bu nedenle, her iş üzerinde düşünülmüş olmalıdır. Doğru işe, doğru stratejiyle ve doğru zaman planlamasıyla girişilmiş olması iyi bir sonuç almak için hayati öneme sahiptir.
Doğru işe karar verme ve planlama yaptıktan sonra, iş camiasında son dönemin meşhur konusu sürdürülebilirlik kısmı başlar. En sevilmeyen kısım, çünkü en zoru burasıdır. Hayattaki birçok işin sebat gerektirdiğini söylesem bana katılır mısınız? Bisiklete binmeyi öğrenmek, bir yabancı dil öğrenmek, bir iş kurmak, işinizde ihtiyacınız olacak bir yetkinlik edinmek… Peki ya, süreci daha kısa olan örneklerde durum nasıl? Onlarda da planlama gerekli mi? Bir kitabı okuyup bitirmek, evinizi tertemiz yapmak, bilgisayarınızdaki gereksiz dosyaları ayıklayıp atmak. Bunlardan başlayıp da bitiremediğiniz oldu mu?
Okumak istemediğiniz bir kitabı okumaya başlayınca ya da size bir yararı olmayacağına inandığınız bir kursa katılınca o işi zevkle, heves ve tutkuyla sürdürüp, başarılı bir şekilde tamamlayabiliyor musunuz? Bitirme aşamasından bahsetmişken, belirsiz süreçli konularda sonlandırmayı doğru zamanda yapabilmek kritik öneme sahiptir. Bu konuya başka bir yazımda değineceğim. Vazgeçmek ama ne zaman vazgeçmek, işte kritik sorulardan biri daha…
Kendi hatalı seçimlerimle, öğrendiğim şey şudur ki, kitap okumaya karar verirken dahi, düşünmek, doğru kitaba karar vermek gerekiyor. Doğru kitap, o an okumayı istediğimiz kitap da olabilir, eğitsel bir nedenle okumak zorunda olduğumuz bir kitap da. Bu kitabı hangi amaçla okuyacağız? Dikkatimizi yoğunlaştırmamız mı gerekli yoksa sadece zevk için mi okuyoruz? Kendimize basit sorular sorarak, hem işimize yaramayacak bir konuya fazla zaman harcamamış oluruz, hem de başladığım bir işi yarım bırakıp kendimizi kötü hissetmekten de kaçınmış oluruz. Doğru kararlar aldığınız bir hafta geçirmenizi dilerim. Görüşmek üzere.