Kendine Mutsuz Hissedebilme Özgürlüğü Tanı

“Mutlu olanların hepsi uyuyor şimdi. Mutsuz olanlara selam olsun.” Charles Bukowski

Önceki yazılarımdan birinde mutluluğu tanımlama biçimimizin hayatımız üzerine etkilerinden bahsetmiştim. Bugün ise mutsuzluk duygusundan bahsedeceğim.

Hayattan zevk almak, hayatı sevmek güzeldir. Diğer taraftan günümüzde tüm dünyada mutsuz olma özgürlüğümüzü elimizden almaya çalışacak kadar kuvvetli bir mutluluk propagandası yapılmakta. “Mutsuz Olmak: Bir Yüreklendirme” isimli kitabın yazarı Wilhelm Schmid “Mutluluk her zaman mutlu eder mi?” sorusunu gündeme getirerek çok farklı bir bakış açısı izlemiştir. Yazar, mutluluk arayışı düşüncesini alevlendiren olayın 1776 Amerikan Bildirgesi içine “Her insanın mutluluğu arama hakkı vardır.” maddesinin girmiş olması olduğunu savunmaktadır. Yazara göre o tarihten sonra sadece Amerika’da değil tüm dünyada mutluluk arayışı moda olmuştur. Ayrıca, bazı insanların yanılgıya düşerek bu maddeyi “Her insanın mutlu olma hakkı vardır” olarak yorumladığını da eklemiş. Böyle bir istek kim tarafından ve nasıl gerçekleştirilebilir düşünün. Sürekli aynı duygudurumda kalmamız mümkün müdür? Genel olarak insan doğası iki yönlüdür. Pozitif olan ve mutlu eden duyguların karşılığı olarak olumsuz veya kötü olarak tanımlayabileceğimiz duygular bulunur. Esasen duyguları duygu yapan ve anlamlandıran da bu karşıtlıktır. Duyguların bu doğası gereği mutluluğu çok fazla kurcalamak mutsuzluğa da neden olabilir. Sürekli mutlu olmaya çalışırsanız, duygu durumunuzu gereğinden fazla irdeler ve yüksek olasılıkla mutsuz hissetmeye başlarsınız.

Mutluluğun ön plana çıkarıldığı günümüz dünyasına uygun bir başka soru; “Hayatta birincil amaç mutlu hissetmek midir?”. Birçok reklamı izlediğinizde içinizde uyanan duygu bu olmakta değil mi? X marka çikolatayı yemek veya Y marka kıyafeti giymek hayattaki en mutlu şey gibi lanse edilmekte. Hayatı sadece zevk almak için ya da bir şeyler satın alıp keyfine varmak için mi yaşarız? Eğer hayatı keyif almak için yaşıyorsak, en ufak acı çok büyük ızdırapla sonuçlanabilir. Bana göre, hayatta pozitif olmak çok önemlidir. Lakin, hayatı salt mutlu olma amaçlı yaşamanın beklemediğiniz şekilde fena sonuçları olabilir. Öncelikle mutlu olmayı bir nedene bağlarsınız. Mesela, eğer sizin için mutluluk sağlık ise, sağlığa bağladığınız mutluluk sadece nezleyle bile bir haftalık mutsuzluğa dönüşebilir. Eğer sizin mutluluğunuz yine dünyada son dönemin trendi olan paraya bağlı ise, o zaman ekonomik kriz, işsiz kalmak ya da kurduğunuz işin batması kendinizi tekrar düzlüğe çıkamayacağınız kadar mutsuz edebilir. Eğer sizin için mutluluk başarıya bağlıysa, en ufak başarısızlık sizi mutsuz eder ve bir süre sonra başarısız olma korkunuz başarılı olma isteğinizin önüne geçerek sizi hareket edemez hale getirebilir.

En iyisi hayatın kendi içindeki dengeyi kabul etmektir. Mutluluk kesintisiz hoşluk hali, daima neşeli ve keyifli olmak değildir. En mutlu anınızın içinde bile ufak da olsa keyifsiz duygular olabilir, aynı şekilde en olumsuz anlarınızın içinde bile dikkatli bakarsanız güzel yönler görebilirsiniz. Mutsuzluk duygusuna gelince, mutsuzlukla savaşmak yerine duyguyu olduğu haliyle kabul etmeyi deneyin. Mutsuz olmak da mutlu olmak kadar doğal bir duygudur. Duygularınızı olduğu gibi kabul ettiğinizde daha huzurlu hissedeceksiniz. Belki de mutsuzluğun sizi yeni arayışlara sürükleyen ve hayatınızı güzelleştirmeye odaklanmanızı sağlayan duygu olduğunu farkedeceksiniz.

K.

  • Paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir